Öğrenmeye en kısa ve anlamlı tanımıyla; yaşantı ürünü kalıcı davranış değişikliği diyebiliriz. Bizi diğer canlılardan farklı kılan en temel özellik yaşantımızda yeni deneyimler kazanabilmemiz ve bunları yaşantımıza uygulayabilmemizdir.
Öğrenme anlık bir durumdan ziyade bir süreci ifade eder, tekrar ya da yaşantı sonucu ortaya çıkar ve kalıcı bir davranış değişikliğidir. Bu değişiklik iyiye doğru olabileceği gibi kötüye doğru da olabilir.
İnsan çevresiyle etkileşim kurarak edindiği yaşantılar sonucu yeni davranışlar kazanır. Çevrenizde etkileşim kurabileceğiniz çok çeşitli uyarıcılar bulunmaktadır. Bu uyarıcılardan hangisiyle ne tür bir iletişim kuracağınıza siz karar verirsiniz. Günlük yaşantınızda pek çok davranışı ailenizin, arkadaşlarınızın ya da kitle iletişim araçlarının bilinçli olarak size sunduğu uyarıcılarla etkileşime girerek kazanmışsınızdır. Öğrenme faaliyeti yaşantınızın her alanını kapsamaktadır. Hepimizin hayatı aslında öğrenmeden ibaret keşiflerle doludur.
Uzun soluklu bir maraton sonunda bir yıl boyunca öğrendiklerinizle sınava gireceksiniz. Çevrenizdeki insanlara: "Ben sınavı kazanmak için ne yapmalıyım?" diye sorduğunuzda aldığınız cevap "Çok çalışmalısın" olacaktır. Ancak öğrenme sadece "çok çalışmaktan" ibaret değildir.
Öğrenmede Tekrar
Öğrenme yaşantı ürünü kalıcı davranış değişikliğidir. Kişinin çevre ile etkileşimi, onun çevresindeki insanlardan sürekli olarak bir şeyler alıp vermesi demektir. Yani öğrenme belirli bir zamana sıkıştırılmış bir faaliyet değildir. Bunun aksine öğrenme bir süreç içerisinde oluşur ve dinamik bir süreçtir.
Öğrenmede önemli olan öğrenilen bilgilerin kalıcı olması ve gerektiğinde kullanılabilmesidir. Davranışçı yaklaşıma göre öğrenmenin kalıcılığının sağlanması belirli zamanlarda yapılan tekrarlara ve pekiştireçlere bağlıdır. Tekrar, öğrenmede gelişim sürecine sağladığı fayda bakımından önemlidir. Öğrenmenin yaşamdaki olaylara bir anlam yükleme süreci olduğunu düşünürsek tekrar, yüzeysel olarak öğrenilen ve derinlemesine öğrenilen bilgilerin ayırt edilmesini sağlar.
Tekrar, unutmayı yavaşlatan ve önleyen bir süreçtir. Unutma hiçbir zaman birdenbire olmaz, zamanla olur. Tekrar ne kadar uygun aralıklarla yapılırsa, unutma da o kadar geç oluşur. Öğrenilen bilgiler ve konular kolay kolay unutulmaz ancak belirli aralıklarla düzenli tekrarlar gereklidir.Öğrenmede tekrar, ne kadar istek ve ilgiyle yapılırsa konunun hafızanıza yerleşmesi o kadar kolay ve kalıcı olur.
Tekrarların sürekli olarak mı, yoksa aralıklı olarak mı yapılması gerektiği, konunun niteliğine, öğrenen kişinin geçmiş bilgi ve deneyimlerine bağlıdır. Aralıklı tekrarlarda; tekrarlar arası zaman, konunun ve öğrenen kişinin özelliklerine göre farklılık gösterebilir.
v Öğrenmenin doğru bir biçimde gerçekleşmesini sağlar.
v Konunun öğrenilmesi aşamasında yöntem yanlışlıkları varsa bunların açığa çıkmasını sağlar. v Önceki öğrenilenlerle yeni öğrenilenlerin pekiştirilmesini sağlar.
v Daha az yorgunlukla öğrenmeyi sağlar.
v Öğrenme aşamasında oluşabilecek yanlışlıkların yavaş yavaş kaybolmasını sağlar.
Psikolojik araştırmalar, bilginin zihinsel olarak tekrar edilmesinin, kısa süreli belleğin uzun süreli belleğe çevrilme işlemini kuvvetlendirip hızlandırdığını ve kalıcılığı artırdığını ortaya çıkarmıştır.
v Öğrenme, güdülere bağlı bir süreçtir. Güdü, kişiyi davranışı yapmaya iten ihtiyaç veya ihtiyaçlar bütünüdür. Dolayısıyla öğrenme, ihtiyaçlarımıza bağlı olarak şekillenebilir.
v Bireyin fizyolojik, psikolojik ve toplumsal güdüleri, öğrenmeyi yönlendiren ve kalıcılığını sağlayan bir güce sahiptir.
v Aşırı kaygı öğrenmeyi olumsuz yönde etkileyebileceği gibi, orta düzeyde kaygı öğrenme isteğini artırabilir...